Dikkatinizi çekmiş midir bilmem, ama hiç farkettiniz mi çantamdaki bir kızıl kahverengi derili ajandayı önemli zamanlarda çıkardığımı? Ve ona bazen belki hatırı bile anılmayacak, bazen ise sol elinin parmak ucuyla hayat kurtaracak notlar yazdığımı? O notlardan bir tanesini sizinle paylaşmak istedim.
6 Şubat 2010 Cumartesi
İyi Akşamlar Anıt,
Bir insanın daima pozitif olması gerektiğini düşünen ben, bugün nedense bilinmedik bir titreme içerisindeyim. Hrant Dink'in dediği gibi "bir güvercin ürkekliği" var üzerimde. Artık canım bulutlardan bozma yapbozları derlemek yerine, sobada odun olarak kullanmak istiyor nedense.
Bu duygular düşünme dürtülerimi alaşağı etti. Çok değişik bir perspektifte bakıyorum şu an kendime. Örneğin (sözde) komünist olan benim hümanist duygularımın ön planda olması lazım. Fakat son zamanlarda sinirlerime hakim olamaz, ve aynı zamanda, yaptıklarımdan zevk duyar gibi oldum. Bunun başlıcalarından biri ise, fiziksel şiddet...
Ama bir dakika? Ben güvercin ürkekliğinden bahsetmiştim, neden şimdi agresif oldum? Ya da madem agresiftim, ürkekliğimi gösteren eylemlerim nerede?
Ben deliysem, akıllılar nerede? / Akıllılar burada ise, bu dünyanın hali ne? - Yücel Yıldız
Son zamanlarda insanlardan beklentidışında tepkiler alıyorum. Bu tanıdığım değil, tanımadığım insanlar için bile geçerli birşey. Yani, bazen birilerinden beni anlamalarını bekliyorum. En azından yanıma gelip, "why so serious?!" dese bile olur. Diyeceksiniz ki neden sen konuşmuyorsun diye? Yarı otistik zeka ve içten içe artan assosyalizmin verdiği reaksiyon bu olsa gerek.
Bu sene benim için bir dönüm noktası, Anıt. Bu sene sonunda ne kadar PC başında kaldığım, ne kadar kafayı siyasete harcadığım, ne kadar konuşup konuşmadığım belli olacak. Ama ben hala bir ürkeklik içerisindeyim. Ürkekliğimin ise bunların hiçbirisiyle alakalı değil.
Bu sene 18 adımımı tamamlıcam. Ve en önemlisi, Şubat sendromunun bana verdiği yetkiye dayanarak, kendimi İzmir'in dağlarında çiçek toplamayıp, sadece çatışarak, kırmızı bayraklarla birlikte öksüz bir çocuğun tebessümüyle yalnız ve ayakta dikilerek ölmeye adayacağım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder