+ : Yooo...
- : Selam. (Biraz depresif)
+ : Kardeş bu ne hal, kötü gibisin?
- : Yok bir şeyim, iyiyim ben.
+ : Hadi hadi, kimi kandırıyorsun sen? Biz seninle tek beden değil miyiz? Şimdi, anlat bakalım, ne oldu?
- : Olan birşey yok, sadece kendi kendime üzülüyorum?
+ : Peki buna sebep olan şey ne?
- : Ben.
+ : Yani düşüncelerinin içinde sıkışıp kaldın.
- : Ve dış etkilerle.
+ : Peki, neymiş bunlar?
- : İnsanlar, hayvanlar, bitkiler...
+ : Sayısal yaramış sana. Anlat bakalım ne oldu?
- : İrademe hakim olamadım...
+ : Çüş, ben bile hakim olamıyorum. Hem bu ne konusunda?
- : Şöyle; Beni bilirsin, ilk 6. sınıfta tam bir inek edasıyla yaşadım. Merdivenden yuvarlanarak gider,boş vakitlerde otlanırdım. Herneyse, gel zaman git zaman bir kız vardı böyle güzel bir hanımhanımcık, neden olmasın dedim. Fakat yanlış yer-yanlış zamanda alınca red+kaçışlı çığlık aldım. Bundan vazcaydım, sonra 7. sınıfta yine biri vardı, gene deneyim dedim olmadı, yy-yz olayı, sonra yine denedim, yine, bir başkası, o da değil, sana değil kardeşine... derken geldik 10. sınıfa.
+ : Manyak, sanki çok şey değişti, hala sek odunsun.
- : Sen ne biçim kardeşsin, sözde destek olacaksın. Neyse devam ediyorum. Ve 10. sınıfta bazı kararlar almaya karar verdim. Madem istediklerimi bir türlü elde edemiyorum, o zaman ihtiyaçlarımı kısacaktım. Ve bu yüzzden "iradeye hakim olma" şartlandırması kurdum.
+ : Bari güzel bir sebebi olsa. Yalnız gidişat kötü, benden söylemesi. Sonra böcekli matematikçi gibi kalırsın bir odada, türevle bakarsın her yere. Eee, devam et.
- Herneyse, ben böyle birkaç ay gittim. Fakat, sonrasında ise kontrol dışı şeyler gerçekleşti. Mesela -yine biri vardı- rüyamda görmeye başladım, öyle oldu, böyle oldu, blablabla (Buraları atlamak istedim çünkü akıl sağlığı bozuklara göre) Yani kısacası iradeyi yine kaybettim, yetmezmiş gibi ilkleri yaşadım (sonra özel bir şekilde fıslarım) ve buraya kadar geldim.
+ : Ders almış olman lazım. Herşeyden önce irade diye tutturmuşsun, fakat yaptığın şey potansiyelini kısmak olmuş. Sen bir insansın, sevginin su gibi lıkır lıkır içildiği bir sosyetenin parçası. Eğer bunu kısarsan seni daha çekilmez biri yapar, hatta dışlanırsın. Sana şöyle söyleyeyim, haani dersanede sizin sınıfta bir kız vardı, neydi onun ismi böyle kabarık saçlı?
- : Merve miydi? Ya da onun gibi birşey?
+ : Galiba. Hatırlıyorsun, ne yaptığını; Kütüphanedeyken sen birsürü ceket düşürmüştün, sonra o yaklaştı, ve sen de yardım istedin. Ardından o motları tutarken sen de hemen fıydın. E oldu mu şimdi? Hadi onu geçtim; madem böyle birşey yaptın, neden sonra doğru düzgün bir özür dilemedin? İşte busun sen, kök ve kütük...
- : Tamam be adamım gelme üzerime. Devam ediyorum.
+ : Et. Ha bu arada biraz kısa kes artık, okuyanlar sıkılacak. Ver ana duyguyu gitsin.
- : Ve geldim 12. sınıfa. Hala "irade de irade" diye tutturuyordum, hatta Felsefe Olimpiyatları'nda bile bunu yazdım. Aferin bana: yıldızlı 100... Fakat sonra bir ...
+ : Yeter artık kız deme bana *öfke*
- : Tamam bak bu son. Yine bir kız. Lakin çok farklı bir kız. Şöyle söyleyeyim: zaten bir meyilim vardı, fakat beni her gördüğünde üstüne başına çeki düzen veriyor, veya yanıma geldiğinde ise her konudan konuşabiliyorduk. Hatta bir ara bunun üzerinde bir tartışma yapmıştık, ben salak gibi İrade dedim, o da duygulara inandığını söyledi. Sonra ortaklara danıştım ve şunu öğrendim: Kapitalist insanlar güç, zevk veya nesil devamı için birlikte olabilirler, fakat sosyalist bir düzende sadece nesil devamı vardır. Birliktelik, Sevgiden ibaret olur birden. Sorgusuz sualsiz seversiniz, şiirler yazarsınız ve hiç bıkmazsınız. Bakarsınız size börek açar eylem öncesi (burası alıntı) ya da siz ona bir kahvaltı hazırlarsınız. Ve bu bağ hiç kopmaz. İşte insanlar bunu yapmadıkları ve sadece doyuma ulaşmaya çalıştıkları için 5 ay çıkıp ayrılıyorlar.
+ : Güzel bir bilgi. Memphisto bunu kullanıor zaten.
- : Fakat gel gelelim, ben bunu bir türlü açıklayamadım ona. Hatta konuşmak istedim, ilgi çeker, hakkımızda konuşulur diye varamadım yanına. Ve sanırsam o da soğudu benden. Şimdi ise çok pişmanım...
+ : Şimdi, bu kız düşüncelerini bilmiyor değil mi?
- : Sanırsam. Neden sordun?
+ : Yahu senin hakkında düşünseler ne olacak. Sen sahneye çıkıp rezillik yapmış insansın, bundan mı tırsıyorsun? Bağır gitsin.
- : Nasıl yani?
+ : Güzel birşeyler söyle bağır azıcık o anlar belki de.
- : (öhöhm öhöm) Seni Seviyo.. (Söz kess)
+ : Bağır, bağır, diyaframdan azıcık. Ve güzel bir şey söyle, şöyle Ahmet Kaya'dan(!) mesela. Hdi ben senin arkandayım.
- : (Tüm cesaretle) EY GÜNAHKAR DÜNYANIN YÜZ AKI, SEVDALIYIM SANA !!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder